|
|
|
|
|
|
Rêber APO
KÜRT HALKININ EN BÜYÜK SİLAHI PKK’DİR
Partinin 17. yıldönümünde hepinizi selamlıyorum. Bu yıllar Kürt halkı açısından başlangıç yılları oldu. Bu iyi bir başlangıçtı. On yedi yıl önce, küçük bir grupla çalışmaya başladığımızda, Kürdistan’da Kürtlük adına hiçbir şey kalmamıştı. Düşman, Kürdistan’a sonuna kadar hâkimdi ve bu hâkimiyetini Kürt halkını ezmek için sonuna kadar kullanıyordu. Bugün gibi hatırlıyorum, biz PKK adını çalışmalara başladığımızda, çok hazırlıksız bir insanın dağlara çıkmas...
ŞEHİTLERİN BÜYÜK ANILARINI YÜREKTEN YAŞAYANLARIN FETHEDEMEYECEĞİ BİR ENGİNLİK YOKTUR!
Düşman cephesinin son günlerde nasıl yüklendiklerini ve kendilerine göre sonuca ulaştıklarını iddia ettiklerini görüyorsunuz. Başbakan “terör ya bitecek, ya bitecek” diye bir yumurta yuvarladı, bu arada Genelkurmay Başkanı da, “artık terörü bitmiş sayabiliriz” diye bir yargıda bulundu. Ayrıca “ikinci dönemi açıyoruz” dediler. Yeni dönem dedikleri, ekonomik yatırımlar dönemiymiş. Bu, onların gündeminin icabıdır. Belli bir planları var, uygulamaya çalışırken bu gibi gösterileri, psikolojik sava...
15 Ağustos Atılımında Bir Kez Daha Doğrulanmış ve Zafere Olan İnancı Sarsılmaz Kılmışt...
15 Ağustos Atılımı ile başlayan ve 1.yıldönümüne dek uzanan süreç içinde Partimizin doğru devrimci siyaseti, parlak bir şekilde bir kez daha doğrulanmıştır. Evet, bir çokları sayısız defa doğruluğu pratikte kanıtlanmış olan Parti çizgimizin başarısızlığı için çok şey yaptılar. Çeşitli güçler ulusal ve uluslararası alanda görülmedik ölçülerde bir teşhir ve tecrit faaliyeti yürüttüler. Ama bütün bunlar sahiplerinin suçüstü yakalanmalarından başka biri sonuç yaratamadı. Devrimimiz tüm e...
HALKIMIZIN NEWROZ İSYANLARI ULUSAL KİMLİĞE, ÖZGÜRLÜĞE DÖNÜŞ HAMLESİNDE ZAFERİN KANITIDI...
Kürdistan halkının geleneksel bayramı olduğu kadar, çağdaş anlamda kendi ulusal kimliğini geçmiş tüm yıllardan daha fazla açığa çıkararak, kendi halk savaşımını sağlam temellerde bir daha yenilmemecesine yaşayarak ulaştığı yeni yıl. Newroz tarihini göz önüne getirdiğimizde 2602 miladi, 1990 yılı bir anlamda Partimiz'in de başta Nusaybin ve Cizre halk isyanı olmak üzere, tüm ülkede ulusal kimliğe, özgürlüğe dönüş hamlesini ...
KÜRDİSTAN ULUSAL KURTULUŞ MÜCADELESİ VE GERİLLA
PKK, Türkiye toplumunu sivilleşme doğrultusuna sokan, onun devlete karşı sivil toplum yeteneklerini konuşturan, kendi kişiliğine ulaşmasını, kendi bağımsız eylem ve örgütlenmesini mümkün kılan bir doğrultuya sokmada da temel rol oynayan bir örgüt, bir Parti durumundadır. PKK'nin gelişiminden günümüze kadar tüm mücadelesi, bunun nasıl mümkün olacağını, üslubunun nasıl gelişme göstereceğini, bunu hayata geçiren militanların savaşım ta...
MEŞRU SAVUNMA
TARİHİ 15 AĞUSTOS ATILIMI ve YARATTIĞI SONUÇLAR
Büyük Zindan Direnişinin 12 Eylül faşist askeri rejimine karşı direnme kararı verdiğini ve herkesi direnişe çağırdığını duyurdu. Bu temelde iki yıl boyunca devam eden hazırlık çalışmaları da ülkeye dönüşü hazır kılmıştı. Ülkeye dönüş Kürdistan’ın orta kesimine; PKK’nin daha önce girmemiş olduğu alanlara dönük oluyordu. Böylece yeni bir süreç başlıyordu. Genel siyasi-askeri durum uygundu. 12 Eylül darbesinden sonra 19 Eylül 1980’de İran - Irak savaşı başlamıştı. İki yıl boyunca s...
KOMPLODA ROL ALAN GÜÇLER BUGÜN KÜRT SORUNUNU ÇÖZMELİ
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen 15 Şubat devletlerarası komplonun 18. yılını değerlendiren PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan: “uluslararası devletler Türkiye’nin Kürt düşmanlığına, şovenizmine, ırkçılığına seyirci kalmalılar” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen 15 Şubat devletlerarası komplonun 18. yılı vesilesiyle Sterk Tv’de Mem Şirvan&...
15 AĞUSTOS RUHU, BAŞARI RUHUDUR
Murat Karayılan
15 Ağustos Atılımı’nın 32’inci yıldönümünü öncelikle Önder Apo’ya kutluyor, tüm özgürlük gerillaları adına saygılarımızı sunuyor ve canı gönülden selamlıyoruz. Diriliş Bayramı, tüm Kürdistan halkına, Kürdistan halkının dostlarına ve tüm yoldaşlara kutlu olsun!
Diriliş Bayramı, kahramanlık destanlarıyla yaratılmış, kahraman şehitlerimizin direnişiyle süslenmiştir. Bu önemli günde, büyük komutanımız Egîd (Mahsum Korkmaz) yoldaş şahsında, tüm Kürdistan devrim şeh...
On Aylık Direnişte Kaybeden Türk Devleti Olmuştur
Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan
* Kuzey’deki mücadele süreci üzerine bir çok tartışma yapılıyor. Siz hareket olarak bu geçen 10 aylık mücadele sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle bütün halkımıza ve izleyicilerimize selam ve saygılarımı sunuyorum. Geçtiğimiz 10 aylık süreçte gerçekten de kahramanca bir savaş yaşandı. Kürt halkının direniş tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Bu savaşta emek harcayan, rol oynayan ve kendini feda eden kahraman şehitlerimizi Azad Sîser, Ç...
TARİHİ BİR BAHAR DÖNEMİ BAŞLADI
Egîd Bir Duruş, Vuruş Tarzı ve Başarı Yoludur.
Kürdistan Halk Savunma Güçleri Merkez Karargah Komutanımız Murat Karayılan, efsanevi komutan Mahsum Korkmaz’ın (Egîd) şahadetinin 30’uncu yıldönümü vesilesiyle Kürdistan gerillasına seslendi.
Kürdistan Halk Savunma Güçleri Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, efsanevi komutan Mahsum Korkmaz’ın (Egîd) şahadetinin 30’uncu yıldönümü vesilesiyle Kürdistan gerillasına seslendi. Uzun mesafeli telsiz aracılığıyla Güney ve Kuzey Kürdistan’da mevzile...
|
|
|
Bekletmez aşığını Govende. Kendine hasret bıraktığı gibi hasreti yoldaşının tebessümle ikram ettiği bir bardak soğuk suyunda ya da çayında dindirmesini de bilir. Ama derinlerde hep bir hasret bırakır. İnsanı kendine mahkûm eden gizli bir yanı her zaman olur. Belki de asıl gizemi burada saklıdır Govendê’nin.
Uzun bir yolculuktan sonra tekrar Govendê’ye veriyorum yönümü. Ayrı kaldığım bir hafta boyunca duyduğum özlemi anlatacak kelimemin olduğunu düşünmüyorum. Oysa Govendê’de sadece yaklaşık bir ay kaldım. Ansızın çıkan bir görevden dolayı çıkmak zorunda kaldım. Ayrı kaldığım bir hafta boyunca bulunduğum her yerde gözüm taşlarını aradı. Govendê’ye doğru yola çıkmaya başladığım andan itibaren yanımda bulunan arkadaşların sohbetlerine ara sıra katılırken hükmüm altından çıkan gözlerim ve fikrim sadece Govendê’ye baktı.
Konberfleri, jilet keskinliğindeki taşları, dağları yaşam merkezi yapan sıcak yoldaşları ve onlarla birlikte yediğimiz kuru ekmek ve her türden yapılan otlu yemekleri... Anılar bir bir canlanırken gözümde gelişimize son beş dakika artık sabrım taşımış halde; “bu yol ne kadar uzadı” dedim kendi kendime.
Yolculuğun sonunda ilk durağımıza varıyoruz. Üslenme yapan arkadaşların yanına geçiyoruz. Bir önceki yeri değiştirmişler. Kampa girdiğimizde üslenme grubunda yer alan arkadaşların değiştiğini gördüm. Tüm bu değişimler içerisinde gözlerim kadın arkadaşları arıyor. Kimse bir şey demeyince kendim Mervan arkadaşa; “kadın arkadaşlar nerede” diye soruyorum. “Biraz önce hepsi tepeye çıktı” deyince of çekiyorum. “Biraz daha erken gelmiş olsaydım görürdüm onları” diyorum ki bir ses duyuluyor arkadan. Avesta arkadaşın sesi bu. Hemen sesin bulunduğu yöne doğru yürüyorum. Avesta ve Amara arkadaşları karşımda görünce duyduğum özlem ve sevinçle sarılıyorum ikisine. Beni görünce şaşırmaktan öte, duyduğum sevincin benzerini kendilerinde de görüyorum. İşte bu an ve bu sahneyi özledim.
Görünümüyle harabe bir kenti andıran bu yeri sevdiren nedir? İnsanın yaşam kaynağı olan suyun dahi olmaması, suyun sadece kıştan kalma kardan elde edilmesi, sayılamayacak bin bir eksiklik ve zorluk… Her şeye rağmen her zaman çekim merkezi olma başarısını elde tutmasının asıl nedeni ne olabilir? Cevabını verecek olsam tek bir kelimeyle ‘yoldaşlığı’ derim. Govendê’yi Govendê yapan yoldaşlığıdır. Govendê’ye olan bağlılığım, bir hafta içerisinde duyduğum özlemin asıl nedeni yoldaşlığında gizlidir.
Sıcak bir kucaklaşmadan sonra bana kaldıkları yerleri gösteren Avesta ve Amara yoldaş, benden on dakika sonra geliyorlar. Gelir gelmez koyu bir sohbete başlıyoruz. Yıllardır birbirinden ayrılan dostlar gibiyiz. Tara ve Ezda arkadaşların düzenlemelerinin olduğunu, Jindar, Rozerin ve Amara arkadaşın da benden hemen önce yola çıktıklarını ve ayrı kaldığım yedi gün boyunca yaşanan tüm değişimleri bir bir anlatıyorlar. Daldığımız sohbete ara verince birden saatin gece yarısına geldiğini fark ediyoruz. Yarım kalsa da konuşmalar uyuyalım yarın devam ederiz diyoruz.
Geceyi süsleyen yıldızlar ve dolunaya seyre dalan gözlerimiz gün doğumuyla birlikte açılıyor. Gün doğumu her gerillanın en sevdiği saatlerdir. Her yeni günle birlikte yaşamımıza yenilik getiren güneşin kutsallığını sabahın erken saatlerinde uyanan gerilla bilir ancak.
Güneşin doğmasıyla birlikte yakılan ateşte kara çaydanlıkta çay kaynatılıyor. Kahvaltı hazırlanılıyor. Her şey tamamlandıktan sonra üçümüz kahvaltıya oturuyoruz. Kahvaltı ettikten sonra ocaktan indirdiğimiz kara çaydanlığımızı kenara koyup bir yandan çay keyfi yaparken diğer yandan da günün planlamasını konuşuyoruz. Tam bu esnada hava kirliliği yapan keşif o iğrenç sesiyle yine dikiliyor başımızın üzerine. Gerilla da kimse sevmez bu sesi. Doğanın dengesini bozan bu sesi kimsenin sevdiğini düşünmüyorum. O sadece birer casus değil doğadaki su, rüzgar ve sayısız hayvanın ortak sesiyle çıkan melodiye karışan ne olduğu belirsiz bir ritimdir ayrıca. Kısa bir zaman sonra insan avcıları geliyorlar. Tencere kapağını buluyor. Ve patlama sesi. Buda düşmanın sabah karşılaması oluyor. Düşmandır. Ancak böyle bir karşılama yapar. Yanımda bulunan Avesta arkadaş yeni katılmasına rağmen yerini sağlama aldıktan sonra soğukkanlı bir şekilde nereye vurduklarını anlamaya çalışıyor. 2015 yılının Temmuz ayında ilk hava saldırılarının başladığını televizyondan öğrenip gerilla saflarına katılan Amara arkadaş ise biraz daha farklı bir ruh haline kapılıyor. Korkuyor. Yaşadığı korkunun tek nedeni insan avcılarının arkadaşları vurmuş olabilme ihtimalidir. Televizyonda izlerken duyduğu öfke katılımına sebep olmuştu. Şimdi ise kendisi bombardıman altındadır. Bu düşmanına olan öfkesini kat be kat artırırken, direnişin kutsallığını ve her zamankinden daha fazla mücadele edilmesinin şart olduğu bilincine bir kez daha erişiyor. Ama ya arkadaşlara bir şey olduysa düşüncesi çıkmıyor bir türlü aklından. Govendeyî tanımlamaya çalışırken bunu anlatmaya çalışıyordum. Nerede olurlarsa olsunlar yürekleri daima birdir ve daima bir biri için çarpar yoldaşın.
Doğanın dengesini bozan sesler kesilince bir haber alıyoruz. Tez duyulan kötü değil iyi haber oluyor. Arkadaşlar sağlam ve kimseye hiç bir şey olmamış. Bu haber karşısında Amara arkadaşın yüzüne bir gülümseme yerleşiveriyor. İçi rahatlıyor. Soğukkanlı Avesta; "T.C ordusu gerillanın gölgesinden dahi korkuyor olmalı ki keşif doğada bulduğu her şeyi gerilla sanıp Uçakları Kürdistan Dağlarına davet ediyor. Doğrudur gerilla misafirperverdir. Ama misafirde misafirliğini bilmelidir. Uçaklarla dalış yapan pilotlar daldığı yere düşüverir bir daha çıkmak nedir bilemez. Nereye girdiği de belli olmaz” diyor.
RENGİN DENİZ
|
|
|
|
|
ANALİZ - GÜNCEL DEĞERLENDİRME
EDEP YOLUN IŞIĞIDIR
Cezaevinden yazan ve üzerinde durduğum hususlarla yakından ilgilenen bir arkadaş mektubunda mürşit-mürit ilişkisi üzerinde duruyor, bu ilişkide önemli olan şeyin edep halkasını yakalamak olduğunu belirtiyordu. Mürşitle ilişkide adabı gözetmek demek, yüksek bir anlama gücü temelinde Mürşidi izlemek demektir. Mürşidi taklit eden, kendini Onun yerine koymuş sayılır ve bu...
40. YILA GÖRGEMLİ GİRİŞ
Özgürlük öncümüz PKK’nin resmi kuruluşunun 40. yılına giriyoruz. Kürt özgürlüğünün 40. yılına adım atıyoruz. 40. tarihi Kasım’ını yaşıyoruz. Öncelikle daha şimdiden PKK’nin 39. resmi kuruluş yıl dönümünü başta Önder Apo olmak üzere tüm yoldaşlara halkımıza ve insanlığa kutlu olmasını, başarı ve zafer getirmesini diliyoruz.
Önder Apo’nun “...
KDP Şengal Saldırısı İle Neyi Hedefliyor
Son süreçte KDP’nin Ankara ziyareti ve ardından Şengal’e saldırması ile birlikte KDP, Kürt halkına yönelik ihanet savaşının startını verdi. KDP’nin Şengal saldırısında da ortaya çıktı ki; KDP başta Güney Kürdistan halkının nezdinde ve dört parça Kürdistan’da ihanetçi olarak damgalandı ve teş...
ORHAN YILMAZKAYA’NIN ÖZLEMLERİNİN TAKİPÇİSİ OLMAK
Orhan Yılmazkaya-Hamdi yoldaşımız 27 Nisan 2009 günü: “Teslim olmayan bir özel devrimci kuşağına layık olmaya çalışacağım. Devrimci karargâh savaşçısıyım. Yaşasın devrim ve sosyalizm. Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının mücadele birliği. Biz düşeceğiz fakat bizden sonra bu kavga mutlaka sürecek“ sözlerini haykırmıştı. Dev...
AVRUPA OPORTUNİZMİ DİZ ÇÖKÜYOR
Avrupa derken akla her zaman ilk gelen insan haklarına, düşünce özgürlüğüne, demokrasiye yaklaşım gelmiştir. Bunun içindir ki birçok çevre çağdaşlığı biraz da Avrupa ile özdeş ele almıştır.
Ne var ki, eski Avrupa’da bu aralar eser yoktur. Tam tersine düşünce özgürlüğü, insan hakları, demokrasiye yaklaşımıyla bilinen bir Avrupa, bugünlerde dünyanın dikta ...
NEWROZLAŞAN HALKLA TARİH KAZANILDI
2014 yılının mart ayına Türkiye’de yaşanan önemli gelişmeler temelinde giriyoruz. AKP ve Cemaat’in iktidar çatışmasının gittikçe bir sistem krizine dönüştüğü, Türkiye’nin yeni seçenekler ve sınavla karşı karşıya bulunduğu bu süreç önemli gelişmelere gebe olacak gibi görünüyor. Bu hem krizin niteliği bakımından böyle, hem de etkilediği dinamikler ve gel...
Her Türlü Haksızlığa Direniştir, Newroz
Newroz, karanlığa ışık tutan ateş
Kara kışlara inat güneşe uzanan bir kardelen,
Özgür yaşama duruş,
Doğanın yeniden canlanması,
Ve yeniden ama yeniden
Kürtlerin tarih sahnesine durduğu,
Bende varım dediği diriliş günü...
Mazlumların, Rewşenlerin, Ronahilerin elele verdiği,
Özgürlük ateşini Kawa'dan teslim aldığı gün bugün.
Kürtlerin destansı öyk...
Newrozlaşan Bir Halkın Direniş Öyküsü
Ateş, Newroz bir efsanenin, bir halkın yeniden yaratılmasıdır. Belki de en yalın sözlük anlamı budur. Çünkü bu efsane ile Kürt çocukları ve kuşakları tarihin satırlarının arsından dağ başlarına teker taşımış, zalimler ve kahramanlar yeniden vücut bulmuştur.
Newroz' un "uzak" tarihinden bahsetmemek olmaz... Kral Cemşit'in devrilmesi ile yerine geçen Dehaq kısa zama...
KARA GÜNÜN ÇOCUKLARINA!
Bu günde dünyaya gelen bütün dünya çocuklarına atfen yazılan bir yazıdır. Bir hikâye değil, yaşanmış bir tarihin özetidir. Sadece bu yazıda yarım kalacak olan şey duygu boyutu olacaktır. Herkes kendisince bir duygu katsın istiyorum. Çünkü bizde felsefenin adı ‘’hikâyenin adını değiştir seni anlatır’’ anlayışıdır. Yazının temel amacı da zaten budur. Her...
TÜRKİYE GENÇLİĞİNİ KÜRDİSTAN’DA DEVRİMCİLİK YAPMAYA ÇAĞIRIYORUZ
İnsanlık tarihinde her zaman halklara karşı geliştirilen mezalimlere karşı, dünyanın bir yerinde kalkıp bu mezalime karşı duran yürek dolu insanlar olmuştur.
Bu yürek dolu insanlardan bir tanesi hiç tartışmasız bir şekilde Che Guevara’ydı. Che gibi insanlar, insanlığın vicdanı olmasını kendi pratikleriyle göstermişlerdir. Dünyanın her hangi bir yerinde yaşanan bi...
|
|
GERİLLA ANILARI
ÖNDERLİĞE VE BÜTÜN ARKADAŞLARA SELAMLARIMIZI ULAŞTIRIN
“Acıya, gözyaşı dökmeye zamanımız olamaz.”
Partimizin 5. Kongre süreciyle beraber, ülkede yeniden bir hareketlilik süreci başlamıştı. Eyalette yaşanan kayıplar ve kongreden eyalete gelen arkadaşlarla, fırtına birliklerinin oluşturulması gündemleşmişti. Biz de, Hamza arkadaşın sorumluluğunda, Habizbına bölgesinin Dilveria ala...
YOLDAŞ ACISI SEVDA KOKAR
“Onun kalbi, benim de şuurum durmuştu sanki”
’1994 yazını yaşıyor ömürlerimiz... Aylardan Haziran. Hakkari’de Karnesa alanındayız. Bu alanda dört mevsimi bir günde yaşar insan. Bir yandan yaz mevsiminin kavurucu sıcaklığıyla terden sırılsıklam bedenlerimiz... Diğer yandan üst üste birikmiş, yıllanmış karlarla örtülü toprak... Hemen yanında tüm bun...
CENNETİN ÖZGÜRLÜK BAHÇESİYDİ ONLAR İKİ GÜZELLİK
Evet sonbaharda bile yaprakları dökülmeyen iki çiçekti onlar. Kışları kar’ın altında ölmediler. Yazların kavurucu sıcağında hiç… Bütün zorluklara inat hep canlı kalmayı bildiler. Güzellikler, zorlukları tanımaz. Onlarda güzellikleriyle her zaman zorlukları yendiler. Sorxwin ve Nucan yoldaşlar hep İlkbaharın ve Sonbaharın çiçekleriydiler. Onlar yaşam ve doğan...
BİR AYRILIK RÜZGÂRI...
Üç yıl sonra. Yıl 96. İçinde olduğum tabur Avaşin'den Ertuş'a doğru geceleyin yol aldı. Bahar takvimlerde bitmiş, yaşamda ise hala hüküm sürüyordu. Bir su çıktı önümüze, kabaran, yatağından taşan, gürültülü bir su. Karanlığın içinde el ele tutuşup gruplar halinde geçtik suyu, dizin ...
DAİMİ BİR BAHARDIR GERİLLA
2011 Yılının 10 Nisan sabahıydı. Bu sabah keşifçi bendim. Dorşin’nin Kelasor vadisi sisten görünmüyordu. Sabah saat 8’e kadar etrafı keşfetmiştim. Yakın çevrelerin dışında hiçbir şey göremeyince kendimi noktaya arkadaşların yanına bıraktım. Nokta küçük bir vadinin içinden akan bir dereciğin kenarı...
GERİLLA TADINDA BAHAR
Sabah olmuş, akşam yapılan uyarılara güneş doğuncaya kadar harfiyen uyulmuştu. Bütün günümüz manga yerleri yapmakla geçmişti. 10 Mart 1997 senesiydi.
Günler günleri kovalıyordu ve bizi en çok yağmurun yağışı veya ondan daha kötüsü adeta bazen yaşa...
YÜREK DOSTU’MA
Bir hayalim var
Kimseye anlatamadığım
Kırılmasından korktuğum
Bir hayalim var
Hayalimde büyük bir umut,
Kocaman bir sevgi var.
Başkan’ım,
Hayalimle her yerde seni arıyorum, dağların yüceliğinden bakışlarını istiyorum. Rüzgârlardan sesini istiyorum! Çiçeklerin canlılığında, ...
ÖZGÜRLÜK AŞKIYLA HAKİKATE YOL ALAN İNSANA
Üç metrelik bir yaşam alanında mahkûm edilen bir Güneş… Bir Güneş sistemi bir odada nasıl mahkûm kılınabilir ki? Bu güneşin yüceliğinin hala farkında değil karanlıkların içinde kendilerini kaybedenler. Bu Güneş ki bütün ışınlarını dünyanın bütün özgürlük kokan yürekler...
BİR VARMIŞ HEP VARMIŞ
Şafağın kızıllığını yeni kurulmuş kıl çadırlar arasına bıraktığı bir vakitti. Sılav koşar adım çadırdan çıkmıştı. Son günlerde geceden selamını yüklenmiş çoban yıldızının şafağın rengârenk kuşağının arasından kaybolup gidişine ulaşmaya çalışıyordu. Çocuk bedeninde büyüyen yüreğ...
BİR SABAH VAKTİNDE GOVENDÊ
Bekletmez aşığını Govende. Kendine hasret bıraktığı gibi hasreti yoldaşının tebessümle ikram ettiği bir bardak soğuk suyunda ya da çayında dindirmesini de bilir. Ama derinlerde hep bir hasret bırakır. İnsanı kendine mahkûm eden gizli bir yanı her zaman olur. Belki de asıl gizemi burada saklıdır Govendê’nin.
Uzun bir yolculuktan sonra tekrar Govendê’ye v...
|
|
|
|
|
|
|